arkadaşlar yeni yeni haberlerim var size ama öncelikle normal haberlerimden bahsedeyim:)
öncelikle yılbaşında fasıldayız ve o da gelip şereflendiriyor bizi:) gizem geldi istanbul'a, güldük eğlendik, kahvaltı ettik, donumuza kadar ıslandık.. bi haftasonra gelseydi o'nla tanışabilirdi ama kısmet işte, daha sonra da tanışabilirler:)) 23ündeki viyolonsel koneri müthiş geçti, ayrıntıları zaten aşağıda paylaşacağım:) fransızca sınavımı kopyayla halledip ingilizce sınavımı da orta halli geçirdim. hayatım şimdilik bu yönde, diğer kısmınaysa artık geçebilirim sanırım:))
öncelikle efendim, artık umudu kestiğim taksimdeki zat ile salı günü jeon sırasında karşılaştık, gerçekten film gibi bi öykümüz var.. arkadaşlar jeton alacaklardı ve bende olmasına rağmen ben de indim onlarla, yan tarafta duruyordum, sonra o'nu gördüm, selamlaşır gider diye kafamı öne eğdim, sonra kaldırdım selam vermek için ama benm yanıma geliyordu, yanındaki insanla birlikte.. epey bi sohbet ettik, hayatın nasıl olduğundan bahsettik, sınavlara çalışmadığımızdan falan ve uzun zamandır görüşemediğimizden.. "hep buralardayım" dedi, ben de aynı şeyi söyledik ve gülüştük.. yukarı doğru çıkarken merak ettiğim soruları sordum, yurtta kalıyormuş mecidiyeköyde(aynı semtteyiz yani:), yurtlarının giriş saati 8buçuk olduğundan "biliyorsun benim tarzım değil ama olsun" dedi, o an şaşırdım işte:) genetik bölümünde okuyormuş, izmirliymiş.. epeyce konuştuk ama yanındaki sınıf arkadaşı sadece bizi dinledi, arada güldü eğlenceli bir sohbetti yani:)) sonra tam ben bişeyden bahsediyorum, "gözünde leke var" dedi aniden. durdum, kalakaldım, sonra baktım onda da var "ee sende de var" dedim. yanındaki arkadaşını gülme aldı, "napıyorsunuz ya siz" dedi ama bunu derken nasıl gülüyor bize:D biz de güldük tabii, sonra ben bakış attım o'na, "neyse artık kaçayım ben" dedim, o sırada arkadaşı "saçlarında da epey beyaz varmış" dedi gülerek, ben de "ne var bunda seninde kirpiklerin uzun:D" dedim ve yanlarından ayrıldım, güzel bir gündü hani..
çarşamba günü yine jeton sırasındaydım ama sıranın bana gelmesine rağmen jeton almamakta ısrar ediyodum, belki görürüm diye.. o sırada bu sefer tek başına kapıdan çıktı, doğruca yanıma geldi, neler yaptığımızdan bahsettik, hayatın nasıl geçtiğinden.. neden sonra o akşam konser olduğunu hatırladım, elimde de bi bilet fazlam vardı, "bu gece işin var mı" diye sordum, "yok" dedi, "akşama konser var da gelmek ister misin" dedim, "gelirim tabii, kaçta?"diye sordu, "8de başlıyor, yurttan izin alabilecek misin?" dedim, "alırım sorun olmaz" dedi, telefonlarımızı alıştık, akşam 7gibi taksimde buluşma kararı aldık. sonraki konuşmalarımızda duydum ki telefon numaramı yazarken önce eli titremiş sonrasında da titreme ayaklarına kadar inmiş:))
akşam biraz bekletmelerden sonra buluşabildik, onu denizle tanıştırdım, deniz her ne kadar buluşmadan önce "yanında çok konuşmayacağım, seni rencide etmeyeceğim" dese de o'nu gördüğü gibi konuşmaya başladı:D tanıştırdım işte çocukluk arkadaşım deniz dedim, "biz 7.sınıftan beri birlikteyiz, onun annesiyle benm babam ilkokuldan arkadaş, babam dayısının kankası" gibi olmadık şeyler zırvaladı ve inanır mısınız 15 dakika boyunca istiklalde aynı hızda konuştu:D ben güldükçe güldüm ama nasıl gülmek! bırak da biz konuşalım dimi deniz, ama yook izin vermedi bile:D yavrum ya!
neyse alper'in de gelmesiyle konser salonuna girdik, o hemen yanımda oturuyordu. itiraf etmeliyim sadece viyolonsel çekilmiyor, elbette müthiş sesi var ve ramon jaffé de çok iyi bir sanatçı ama bir yere kadar. senfoni konserini her şekilde tercih ederim hani:D adam viyolonselle flamengo çaldı ya, orda koptum zaten hayattan. bana ispanyollarla bağlantılı her ne derseniz deyin size hayran olurum o an:D konser bitti yemek yemeğe gittik 'yemek kulübü'ne, ardına metroyla mecidiyeköye gittik ve o an başbaşa kaldık. denizlerden metroda ayrılırken o yanımdaydı ve öyle bir durumdu ki sanki birlikte evimize gidiyorduk, bunu ona da söyledim o an, "bizim evimiz dimi?" dedi, evet dedim, güldü eşşek:) sonra ilk ne zaman birbirimizi farkettiğimizden bahsettik, o okulda gördüğünü sanıyormuş, dedim "o öyle değiil, istiklaldeki günü asla unutamam!" ona daha da geçmişinden bahsettim, o gün izmirden geldiği için ağladığı bir günmüş, özel bir gün yani. son olarak "seninle yanyana yürümek güzel" dedi, "yanında olmak güzel" dedim sonra ayrılık vakti geldi ve sıkıca sarılıp ayrıldık..
perşembe günü de birlikteydik aslında, sabahtan görüştük, konuştuk, akşamı kütüphanede ders çalıştık ama erken kalkmak zorundaydık, malum yurda giriş saati çok erken.. cuma günü film gösterimi vardı, birlikte katıldık. omzumda uyudu bütün gece, ben de onun kafasında :)) ilk kez elele tutuştuk, herkesin içinde öyle şeyleri yapmak çok heyecanlıymış gerçekten:))
siz insanları bilgilendirmek istedim, güzel bir birlikteliğim var sanırım.. bu zamana kadar yanımda olan herkese teşekkürler, şuan şaka gibi geliyor bana, hayallerimi yaşıyorum çünkü. hayallerimdeki birlikteliği.. Allah nazarlardan saklasın da bişey olmasın hani:)) şimdi kaçmam gerek canlar, mutlaka yazacağım yeniden ama bu akşam görüşebilmem için gitmem gerek şuan:D haydi kendinize çok iyi bakınız! seviyorum hepinizi..:))
....birgün ana kampuste karşılaşırsak kahve içip muhabbet edebliriz:D ozamana kadar bu çocuk sevgilin olmuş olursa şaşırmam:D
YanıtlaSil15 Kasım 2009 00:56
diye yazmıştım bir yazına:D çok sevindim :) hadi hayırlısı :D
Ne kadar sevinç dolduğumu sana daha önce belirtmiştim; ama yine belirtmekten zarar gelmez diye düşünüyorum.
YanıtlaSilÇok sevindim. Hemde çok çok.
bloggerları hayatıma nasıl bu kadar dahil ettim bilemiyorum..ama mutluluğun mutluluğum oluyorr..hüznü boş verelim geride kaldı bundan sonrada olmasın..
YanıtlaSilhep gül ve mutlu ol...
gümüşdiken, artık görüşebiliriz bence!:) ve gerçekten sevgilim oldu nerdeyse, her nekadar adını koymasak da sevgilim gibi.. en azından ben çok seviyorum, orası kesin:))
YanıtlaSilserkan, her daim yanımdaydın, çok teşekkür ederim candan tutumun için:))
agin, blog dünyası gerçekten böyle, çok enteresan geliyor bana da ama bir tm'ci olarak yazılarını paylaşmak ayrı bir keyif olsa gerek senin için.. ben öylesine karalıyorum işte, öylesine... güzel dileklerin için çok teşekkürler, umarım hepimiz hep güleriz:))
glaskas! :)
YanıtlaSilÇok sevindim! Belli ki O da boş değil sana karşı. Bak sana, elele tutuşmalar, omuzda uyumalar :) Ben sadece ilgimi veya hoşlandığımı göstermek istediğim zaman birisinin omzuna başımı koyarım :) Ona temas edebilmek veya ilgim olduğunu gösterebilmek adına :) 2010 size uğur getirsin, aşk ve sevgi getirsin :)
' her doğan gün yeni bir başlangıçtır.'
YanıtlaSil2010 da herşey gönlünce olsun...